Kadın Korist Lidya Durmazgüler’den “Women of Rebetiko” Projesi
İstanbul’da doğup büyüyen ve Ermeni kökenli bir kadın korist olan Lidya Durmazgüler, Rebetiko müziğini sadece bir müzik türü olarak değil; bir yaşam biçimi, bir direniş dili ve bir hafıza arşivi olarak tanımlıyor. Bu türün, 1920’lerde ve 30’larda Anadolu’dan Yunanistan’a göç eden yüzbinlerce insanın, ötekileştirilenlerin, yoksulların ve tutunamayanların sesi olarak doğduğunu vurguluyor.
Artistry of Good’dan Berna Özyurt’a verdiği söyleşide Durmazgüler, özellikle İzmir, İstanbul, Midilli gibi “Küçük Asya” denilen liman şehirlerinden gelen Rumların kültürel mirasıyla, Yunanistan’ın yerel gelenekleri arasında bir sentez yaratarak Rebetiko’nun ortaya çıktığını belirtiyor.
“Women of Rebetiko” projesinin oluşum sürecini şöyle anlatıyor:
Çocukluk yıllarında İmroz/Gökçeada’da geçirdiği yaz aylarında, Yunanca ve Rumca melodilerin kulağına dolmasıyla Rebetiko’yla tanışan Lidya Durmazgüler, bu müziğin içinde evini bulduğunu hissetmiş. Göçle şekillenmiş kültürlere olan merakı ve bağı sayesinde Rebetiko’ya olan ilgisi giderek artmış.
2024 yazında, Atina’dan gelen buzuki virtüözü Bobby Damore ile tanışması ve birlikte sahneye çıkmaları, Durmazgüler için önemli bir dönüm noktası olmuş. Bobby Damore’un ailesinin mübadele zamanında yaşadığı göç hikayesini dinlemesi, Rebetiko’yu sadece bir müzik değil, aynı zamanda bir hafıza meselesi olarak görmesine sebep olmuş.
“Rebetiko’nun kadın seslerini bugüne taşırken, seyirciden nasıl tepkiler alıyorsunuz?” sorusuna ise Durmazgüler, kadınların seslerinde taşıdıkları direniş, umut ve özlemin dinleyicileri derinden etkilediğini belirtiyor. Projenin seyirci tarafından içtenlikle kucaklandığını ve her konser sonrası bu bağın güçlendiğini dile getiriyor.
Detaylı söyleşi için tıklayınız